Ermeni Soykırımı İddiası

İsmail Enver, Talat ve Cemal Paşalarımıza 

       saygı ve sevgiyle....   

  Bu bir bilgiseldir.


            2019 yılı itibariyle 29 ülkenin resmi olarak tanıdığı bir iddiadır.  Bazı belgelerinin sahteliği ispatlanmış olduğu halde dayanak gösterilen asılsız iddialar silsilesidir... Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını zedelemek, Doğu Anadolu topraklarında hak iddia etmek, haksız bir tazminat elde etme gayesi güden ''siyasi'' bir harekettir. 

    Hukuki Süreç Nasıl Olmalıydı?

            BM (Birleşmiş Milletler)'nin gerekli kanunu -Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Kanunu, Aralık 1948'de kabul edilip, Ocak 1951'de yürürlüğe girmiştir- uyarınca soykırım suçunun işlendiği ülke mahkemeleri ve uluslararası yargılama yetkisine sahip bir mahkemece karar verilir. 

                Verilen Kararlar Nelerdir?

              Osmanlı Divan-ı Harp Mahkemesi (Askeri Ceza Mahkemesi), AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) bu konuda yargılama yetkisine sahiptir. Ayrıca; Fransız Anayasa Komisyonu, Avrupa Adalet Divanı, Uluslararası Adalet Divanı'da bu konu da görüş belirtmişlerdir fakat Ermeni iddialarını destekler hiçbir sonuç bu mahkemelerden çıkmamıştır. 

         ''HUKUKİ HİÇBİR GEÇERLİLİĞİ YOKTUR!''      (Türkçe)
          ''CELA N'A AUCUNE VALİDİTE LEGALE!''       (Fransızca)
            ''IT HAS NO LEGAL VALİDİTY!''                        (İngilizce)  
         


                    Tarihi Olarak,

                Ermeniler, Osmanlı yönetiminin ''Millet-i Sadıka'' olarak adlandırdığı bir topluluktu. Balyan Ailesi, İmparatorluğun son yüzyıllarında ortaya çıkmış birçok eseri inşa etmişlerdir. (Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Bezm-i Alem Valide Sultan Camii, Ortaköy Camii eserlerinin önde gelenleridir) Yani Ermenilere karşı alınan bir tavır yoktu, önemsizleştirme yoktu, değersizleştirme yoktu, itibarsızlaştırma yoktu, Ermeniler, Avrupalı dindaşlarının şerrinden korunuyordu Osmanlılarca. Fransa'da Kalvınistlerin bir gecede neler yaşadığı ortada, İspanyolların Yahudilere neler yaptığı ortada. 


            Tabii zamanın geçmek, gücün tükenmek, dirliğin çökmek gibi huyları vardır. ''Kurt kocayınca ite, çakala maskara olur'' derler ya hani aynen de öyle oldu! Kalvınizm taraftarlarını bir gecede Ren Nehri'ne atan Fransızlar, köle ticaretiyle meşhur olan İngiliz Anglikan Kilisesi ve Rus Çarlığı 1878 Berlin antlaşmasıyla Osmanlı'nın içişlerine müdahaleye başlamışlardı... Nerede ıslahat yapılacağı, nereye kimin atanacağı, nerenin özerk, nerenin bağımsız olması gerektiğine varana kadar hem de... 1878 tarihinden sonra Rus Çarlığı ve İngiltere kendi menfaatleri doğrultusunda Ermenileri kışkırtmaya başladırlar. Özellikle de Rus Çarlığı gerek Ermeni Kilisesiyle gerek Ermeni çete ve komitacılarıyla iş birliği yapıyordu. Bağımsız bir Ermenistan kisvesi altında Osmanlı'yı parçalamak niyetindeydi Rus ve İngilizler. Yani Bağımsız Ermenistan kimsenin esas meselesi değildi. 1880 yılından sonra Osmanlı-Ermeni ilişkileri hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. 1888'de Van'da ilk ayaklanmaları başladı ''Masum'' Ermenilerin. 1915 yılında, yani I. Dünya Savaşının başladığı tarihlerde ise Van, Bitlis, Muş, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Sivas, Ankara, Adana, Urfa, İzmit, İzmir, İstanbul, Maraş, Antep ve Halep'te isyanların olduğu görülmekte. '

        'MASUM'' Ermeniler bu katliamlarda 20.000'in üstünde Müslümanı katletmiştir.


              I. Dünya Savaşı Sırasında,

        
            Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşında sekiz cephede, İngiltere ve Fransa'nın başını çektiği İtilaf Grubu Devletleriyle mücadele ediyordu. Rakip devletlerin gücünden dolayı aktif ve destek askeri gücünün hemen hemen tamamını cephelerde kullandığından iç güvenlik için yeterli unsur bırakılamamıştı. ''Masum'' Ermeniler fırsattan istifade cephe gerisinde kanlı eylemler yapıyor, şehirlerde terör estiriyorlardı. Ayrıca Rus Çarlığının, Doğu Anadolu'ya taarruzu sırasında gönüllü birlikler kurarak silahlı bir biçimde Rus Ordusuna katıldılar, bu ordulara katılamayanlar ise cephe gerisindeki terör faaliyetlerine devam ettiler.  

            1915 yılında Van, Bitlis, Muş, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Sivas, Ankara, Adana, Urfa, İzmit, İzmir, İstanbul, Maraş, Antep ve Halep Bölgelerinde çıkan isyanlarda 20.000'in üstünde Müslümanın öldürüldüğünü belirtmiştim Osmanlı Yönetimi bu harekete karşın 27 Mayıs 1915 (R: 14 Haziran 1331, H: 14 Şaban 1333) tarihinde meşhur ''Sevk ve İsyan Kanunu'' çıkardı. Çıkan yasanın 2. maddesi diyor ki;

            ''Silahlı güçlere yönelik casusluk ve ihanetleri tespit edilen köy ve kasabalar ve mahallelere iskan edebileceklerdi''

            Kanun içerisinde bir zümre, halk ismi, bölge, milliyet, cemaat ve din gibi niteleyici bir unsur bulunmamakta fakat Ermeniler yasanın kendilerine karşı çıktığını söylüyor. (Yasada ihanet suçu işleyenlerden bahsediliyor demek ki ihanet suçlarını da kabul ediyorlar.)

            Yasa gereği ihanetleri tespit edilen Ermeniler 1915 yılı itibariyle Suriye ve Irak'a yollandılar. 1918 yılında savaşın sonlanmasıyla birlikte eski yerlerine döndüler. Tehcirden kurtulmak isteyen ''Hainler'' İran ve Rusya'ya kaçtı. Ermenilerin iddialarına göre 1.500.000 Ermeni tehcir sırasında öldürülmüştür, Yusuf Halaçoğlu önderliğinde yapılan araştırmalarda Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusun 1.229.000 olduğu ortaya çıkmıştır. 

        Kurtuluş Savaşı ve Sonrası Dönem,

            ''Masum'' Ermeniler yine saldırdılar Türk Ordusu da Kazım Karabekir önderliğindeki Doğu Kolordusu kuvvetleriyle Ermenileri kovaladı. Ayrıca Ermeniler Suriye ve Irak'a sürülmüştü buraları işgal eden Fransız kuvvetlerinin esas güçlerini ''Masum'' Ermeniler oluşturuyordu.  Ermeniler çiftlikleri yakıyor, köyleri yağmalıyordu... Burada onları tokadı vuranlarsa Şahinbey, Sütçü İmam gibi halk kahramanlarıydı. 

        Ermeniler sıcak savaşın bitişiyle beraber Avrupa'daki Türk diplomatları öldürmeye başladılar. Kadın, çoluk, çocuk demeden 31 Türk diplomat öldürüldü. Bu ölümlerin faili, eli kanlı Ermeni terör örgütü ASALA ve JCAG'tır (Abdullah Çatlı'yı rahmetle anıyorum). Bu saldırılar Türk kontra gerillalarının Avrupa'da ASALA örgütü elamanlarını avlamasıyla son buldu.  
                    

        Buradan Sonrası Kişisel Yorumumdur!

        Ermeniler diyor ki: ''-Ben isyan edebilirim, öldürebilirim, ama sen beni A şehrinden B şehrine sürersen SOYKIRIMDIR.''  Ermeni iddialarının en büyük kanıtı olan '' Andonyan Belgeleri'' gibi birçok belge sahteyken Avrupalı birçok devlet Ermeni Soykırımını tanımakta... Ermeni iddialarının temelini Kim Kardashian'ın oturma uzuvunun oluşturduğu aşikar. Ermenileri hiçbir zaman, hiçbir konuda bilimsel olarak tartışmaya çağıramazsınız. Ne Dağlık Karabağ meselesinde  ne de bu soykırım iddialarında... Biz Ermenilere soykırım yapsaydık Dünya üzerinde tek bir Ermeni kalmazdı. Osmanlı İMP. soykırım yapmak istese Tehcir sırasında zaaflık gösteren devlet adamlarını yargılar mıydı? Osmanlılar Ermenileri sürerken bile insanlık gösteriyordu. Daha dün (24.04.2021) A.B.D Başkanı Joe Biden ''Soykırımı'' tanıdığını açıkladı. Kızılderililerin nüfusunun böyle az olmasının sebebi yapılan şenliklerdir zaten, Japonya'da 8 kuşağın fiziksel olarak sıkıntılı doğmasının sebebi Dünya'nın ekvatordan basık A.B.D'nin şereften bi' haber olmasıdır. Soykırımın ne olduğunu bilmek isteyen Hitler Almanya'sına baksın, Soykırımın nasıl yapıldığını bilmek isteyen varsa Fransa'nın II. Dünya Savaş'ında Almanya'ya verdiği 13 bin Yahudi'ye neler yapıldığı araştırsın! Osmanlı'yı ve Türk milletini ''Soykırımcılıkla'' suçlayan Avrupalıların Edessa'da, Ermeni Kralı Toros'a, Baudoin'in neler yaptığını anlatsın. Haçlı serkeşlerinin Yahudilere neler yaptığından bahsetsin mesela.

   Ayrıca 24 Nisan tarihinde Osmanlı İmp. soykırıma başlamadı. 24 Nisan 1915'te hainlikleri tespit edilen Ermenilerin komitelerine baskınlar yapıldı, elebaşları tutuklandı, belgelerine de konuldu. Basit bir tahkikattan soykırım başlangıcı çıkaran Ermenilerin aklını anlamak zordur.

     ALTAYLI
    25.04.2021

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Üç Tarz-ı Siyaset Işığında Türkçülük Fikri

Türk Olmak Bahsine Dair "Katliam" Girit Türklüğü

Gerçekler ve Yalanlar | Atsız ve Atatürk