Gökbayrak: Kazakistan
Kudretli olmak isteyen Türk’ün canı, Gerçekten hasta mı, bitti mi hali? Yürekteki ateş söndü mü, kurudu mu? Damarında kaynayan atalar kanı? Kardeşim! Sen o yanda, ben bu yanda. Kaygıdan kan yutuyoruz, bizim adımıza… Layık mı kul olup durmak? Gel gidelim Altay’a atadan miras altın tahta… -Mağcan Cumabay, Uzaktaki Kardeşime Siyasi sınırlar araya dağ, taş, nehir, deniz, çöl koyabilir ama zihnin sınırları zorlamaktan geri kalmamalı. Dağ ise aşılır , taş ise erir , nehirse üstüne köprü yapılır ve geçilir. Fatih Sultan Mehmet’in de dediği gibi ‘’İmkanın sınırı görmek için imkansızı denemek lazım.’’ Bir söz dağdan büyük olabilir mi , bir hece on binlerden büyük olabilir mi? Olur ! Mağcan Cumabay, yıllar önce bir şiir kaleme aldı. Dar günlerden geçen, hüznün hakim olduğu bir coğrafyadan Türkistan’dan. Şiirin hedefi bir o kadar dertli olan Batı Türkistan ’a namı diğer Anadolu ’ya idi. Bağımsızlık mücadelesinden az evvel 1918-19’da ‘’Uzaktaki Kardeşime’’