Kültür ve Din

"Kültür ve Din" adlı başlığı kullanmamın sebebi birtakım yanlış anlaşılmalar. İnsanların imanını bozmaya çalışmak ya da imana zorlamak aynı hatadır. Bu sebeple kullanılan iki taraftan, iki konudan bahsetme gereği duydum. İmansız tarafın kullandığı "kültür" ve imanlı tarafın kullandığı "din". 

Din mi, Kültür mü?

Bu konuya getirilmesi gereken açıklama olaydan olaya farklılık gösterir. Kimi zaman dini kimi zaman da kültürel olayları aynı cephede tanımlamak ve tartışmak gibi yanlış hareketlerimiz ne yazık ki var. Bunu engellemek için ne olduğuna bakılmalı. 

Din

Açıklamaya gerek olmadığını düşünmekteyim. Din başlığı altında neyin din neyin batıl olduğu tartışılmalıdır. Bu yüzden okurlarımızın da katılması için bu başlangıç ile yazılmış yorumları değerlendirmeye karar verdim. "Din" sözcüğüyle başlayan yorumları tartışmaya açacağız.

Kültür

Kültür ya da Türkçede olduğu haliyle "Ekin", farklı toplumların kendilerine özgü olan maddi ve manevi her olguyu bir araya getirmesi sonucu ortaya çıkan davranış ve hazinedir. Her nesil üstüne ekleme yapar ve sonraki nesline aktarır. "Ekin" sözcüğüyle başlayan yorumlar bir öneri ya da tartışma varsayılacak ve ona göre yazılan yazı tartışılacaktır. 

Din mi, Kültür mü?

Bir olgunun dinden veya kültürden geldiğini tartışmak -eğer o olgunun nereden geldiği belliyse- o olguya hakarettir. Olgu araştırılmalı ve ne olduğu ortaya çıkarılmalıdır. Yoksa insanları kandıran sözbazların diline düşer ve sözbaz kendine mürit kazanır. 

Örnek olarak tavafı ele alalım:
Her hangi bir yapının veya varlığın etrafında dönmek, anlamına gelir. Bu örnekte ele alacağımız iki tavaf var. Biri Nardoğan esnasında yapılan biri de Kabe etrafında yapılan. 

(Anadolu'da da yapılan ağaç süslemesi etrafında tavaf. Selenge/Moğolistan; Foto: Osman MERT "Gobu"stan'ın Gizemi Adlı Kitaptan, Yazar: Prof. Dr. Cengiz ALYILMAZ)
Ana Ağaç etrafında yapılan tavaf ve ona dokunmaya çalışan insanlar.

(Kabe etrafında tavaf eden insanlar.)


Kabe ibadetinde yapılan tavaf ve davranışlar Nardoğan'da yapılan ile birebir aynıdır. Sadece Nardoğan'da yapılmasa da en önemlisi Nardoğan'da olanıdır. Kabe tavafının da en önemli zamanı Kurban Bayramı döneminde olur. Peki neden bunlardan bahsediyorum? Bunun asıl sebebi burada iki bakış açısıyla da mantıklı gelen açıklamalarda bulunabilmemiz. İsmailoğulların'ın ve İsrailoğulların'ın mensup olduğu ırk olan Sami ırkı bildiğimiz gibi Türük'lerden ayrılıvermiş bir toplum. Bu yüzden farklı bakış açıları ile bakabiliyoruz.

İnançsız Bakış Açısı:

Sami ırkı zamanında Türük'lerden kopan bir toplum olduğu için bu gelenek normaldir. İslam dini yalandır. 

(ya da)

Arap'ların kültür alışverişi sonucu başkalarından gördüğü bu putperest davranış kültürel olduğu için son derece kesinlikle İslam'ın bize yalan olduğunu gösterir.

İnançlı Bakış Açısı:

Allah önceden de toplumları birçok kez uyardığını bize Kur'an-ı Kerim'de bahseder. Bu da demek oluyor ki önceden uyarılmış olan Türk'ler bu uyarıyı ciddiye almış ve bunu -yanlış da olsa- yaşatmıştır. Bu da demek oluyor ki Türk'lere de peygamber gelmiştir. 

Gördüğünüz gibi insan nasıl görmek isterse öyle görür. Bu sebeple iman gibi körü körüne güven isteyen bir konuda insanlara karışmanız doğru değildir. 3. kişi olarak bakarsanız tüm açıklamalar mantıklı gelir. Burada önemli olan inançsız sözleri araştırmaktır. Zaten imanlı birinden sözlerinin doğrulamasını istemeniz saçmalıktır. Bunun sebebi adamın zaten körü körüne inanmayı kabul edip iman etmesidir. Bu sebepten ötürü bu konuda konuşmak gereksizdir. Din, dindir; ekin, ekindir.

Y.Cemil

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Üç Tarz-ı Siyaset Işığında Türkçülük Fikri

Gerçekler ve Yalanlar | Atsız ve Atatürk

Türk Olmak Bahsine Dair "Katliam" Girit Türklüğü